VATAN SEVERLİK
NEDİR!?...
Anayurt Gazetesi 24 Aralık 2012 Pazartesi
Mak. Yük. Müh.
Ahmet YALVAÇ
Sevgili Anayurt Okurları, bu gün ele
alacağımız konularla ilişkilendirebilmek, uyumlu olmasını sağlayabilmek
açısından, vatan severlik konusunu başka örneklerle, başka yönlerden ele almak
istiyorum. Bu itibarla asıl konuya geçmeden önce, özellikle bir şeyler söylemek
istiyorum
Eğer birilerine vatanınızı sever mi
siniz diye sorduğunuz da, elbette severim der. Yani genelde herkes vatanını
sevdiğini, vatan sever olduğunu söyler. Ama böyle bir soru sorulduğunda,
bazıları bu soruya ilave olarak, günlük sorunlarını, şikayetlerini de dile
getirerek, ilaveler yapmak ister.
Kimisi şöyle der:ben vatanımı, devletimi
seviyorum ama, devlet benim için ne yapıyor der, işsizliğini,haksızlığa
uğradığını söyler, kimisi,vatan doğduğun yer değil; doyduğun yer der....vs..vs
Şu anda Türkiye yi idare edenlere sorsanız, onlar da vatan sever olduklarını,
üstelik ülkemiz adına hayırlı işler yaptıklarını,söylerler, iddia ederler.
Peki bizleri yönetenlerin bu söylemleri,
bu iddiaları doğru mu? Elbette değil. Peki niye!?...Türkiye Cumhuriyeti nin
mevcut Anayasa hükmü ve kanunlar çerçevesinde seçilerek, Türkiye Büyük Millet
Meclisi nde göreve başlamadan önce, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğüne,
demokratik laik hukuk devleti ilkelerine, halkın refah ve mutluluğu için
çalışacaklarına, namus ve şerefleri üzerine yemin etmişlerdir. Peki öncelikle
siyasi iktidarı elinde bulunduranların ettikleri yemine bağlı kaldıklarını
söyleyebilir mi yiz; elbette söyleyemeyiz.
Anayasamızda vatandaşlığın tanımı belli; Türkiye
Cumhuriyeti ne vatandaşlık bağı ile bağlı herkes Türk tür denilmesine
rağmen, başta Başbakan Sayın Recep
Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül ve daha bir çokları, başında
oldukları ülkenin adının da Türkiye Cumhuriyeti olduğunu bildikleri halde, Türk
üm dediklerini duyan var mı!?...Hatta Türk kelimesini Anayasadan bile çıkarmak
istiyorlar. Peki şimdi soru şu:
Mevcut durum bu ise, Türkiye yi idare
edenlerin, çıkardıkları her kanunun, yaptıkları her işin doğru olduğunu,
Türkiye nin yararına olduğunu söyleyebilir mi yiz? Elbette söyleyemeyiz
Bölücülük yapmak, Anayasaya aykırı
hareket etmek, siyasi iktidar tarafından hoş görülür, hatta özendirilir olmuş
Bu itibarla bu gün, adı Barış ve Demokrasi Partisi olan BDP, açıktan bölücülük
yapıyor, özerklikten, eyalet sisteminden bahsediyor, siyasal iktidar da ona
yardımcı olmaya çalışıyor
Peki
bölücülükle mücadele etmeyen, açıktan bölücülük yapan BDP li Milletvekillerinin
dokunulmazlıklarını kaldırıp, hukuki süreci başlatmayan, görevlerini yapmayan
Devlet ve Hükümet Erkanı ile, açıktan bölücülük yapan, Anayasa hükümlerine
uymayan BDP Milletvekillerinin hareketlerinin, davranışlarının, vatan severlik
tanımına uyduğunu söyleyebilir mi yiz? Elbette söyleyemeyiz.
Toprak vatandır Vatan kutsal bir
mekandır .Peki durum bu iken, Türkiye yi idare eden AKP hükümetinin vatan
topraklarına sahip olduğunu, koruduğunu söyleyebilir mi yiz; elbette
söyleyemeyiz. Anadolu da binlerce dönüm arazinin ve binlerce konutun,
mütekabiliyet esasına dayanmadan yabancılara, özellikle de İsraillilere
satıldığını biliyoruz. Eğe Denizi ve Akdeniz de bulunan 16 adamızın, 2004 ten
itibaren Yunanistan tarafından işgal edildiğini biliyoruz. Peki şimdi soru şu:
Toprak ve mülk satışlarında Anayasa
mahkemesinin gerekçeli kararına, uyarılarına rağmen, Hükümetin bu karara
uymadığını, satışlara devam ettiğini, işgal edilen adaların geri alınması
hususunda da, gereğini yapmadığını biliyoruz ,
Peki toprak ve mülk satışlarına, 16
adamızın Yunanistan tarafından işgal edilmesine karşı çıkmayan, tepki koymayan,
gereğini yapmayan, özellikle iktidar millet vekillerinin görevlerini
yaptıklarını, vatanı sevdiklerini söyleyebilir mi yiz? Elbette söyleyemeyiz.
Peki bu durumda bile AKP ye, özellikle de
Başbakan Sayın TAYYİP Erdoğan a gözleri kapalı destek veren, alkış tutan
vatandaşlarımıza ne demeli!?...
Peki Hükümetin kendi vatandaşlarının
mal ve can güvenliğini sağladığını, sağlayabildiğini, terörle mücadelede
başarılı olduğunu söyleyebilir mi siniz, elbette söyleyemeyiz
Zira bu gün PKK nın Amerika Birleşik
Devletleri tarafından desteklendiği, bitirilmek istenmediği, hatta Türkiye nin
de bölünüp parçalanmak istendiği ortaya çıknış, ve bu husus, artık çoğu
vatandaşımız tarafından bilinir olmuştur.
Ayrıca, Tunus ta başlayıp, Mısır ve Libya
ya sıçrayan karışıklıklar, bu ülkelerdeki Hükümetler ve Liderlerinin
devrilmesi, ya da öldürülmesi ile sonuçlanan sözde Arap Baharı, sonun da
komşumuz Suriye nin de istikrarsızlaşmasına neden olmuş ve Türkiye nin
güvenliğini tehdit eder boyutlara ulaşmıştır.
Ve Türkiye Cumhuriyeti nin Başbakanı
Sayın Recep Tayyip Erdoğan, İçinde Türkiye nin de bulunduğu 22 İslam ülkesinin
sınırlarının değişeceği söylenen Büyük Orta Doğu Projesi BOP un Eş Başkanı
olduğunu söylüyor. Bu hususa daha önceleri de, müteaddit defalar değinmiştim.
Şimdi soru şu:
Biz Irak sınırını PKK sızmalarına karşı
koruyamazken, şimdi birde Suriye sınırımızda güvenlik sorunu ortaya çıktı,
sorunumuz 1 iken, şimdi 3 e, 4 e katlandı Zira Suriye sınırımız, Irak
sınırından çok daha uzun; 900 Kilometreye yakın
Daha önceleri de belirtmiştim ama, şimdi
hatırlatmak için, vurgu yapmak için, vatan severlik nedir konusunu
sorguladığımız için, tekrar söylüyorum Suriye krizi ve dolayısı ile bu sınırımızda
da güvenlik sorununun yaşanır hale gelmesi, kendiliğinden olmamıştır. Kendiliğinden çıkmamıştır, daha doğrusu
çıkartılmıştır.
Suriye ile ilişkilerimiz, hiç bir sorunumuz
olmadığı bir zamanda, aksine ilişkilerimizin çok iyi olduğu, karşılıklı
ticaretin de, maksimum olduğu bir dönemde bozulmuştur ve şimdi Suriye ile
savaşın eşiğine geldik,Acaba niye?...
Bütün bu yanlış işler BOP kapsamında ve
Amerika Birleşik Devletlerinin emri ve Türkiye yi kışkıretması sonucunda
meydana gelmiştır ve Türk Silahlı Kuvvetleri nin Suriye ye müdahalesi
istenmektedir..
Suriye Yönetiminin düşmesinin
hızlandırılması; yani Beşşar Esad ın
biran önce gitmesini sağlamak maksadı ile, Amerika Birleşik Devletleri
ajanlarının Suriye ye giriş çlkışlarını kolaylaştırmak, Amerika nın askeri
malzeme sokmasına imkan sağlamak,,paralı askerlerin, Suriyeli muhaliflerin,
Suriye ye giriş çıkışını kolaylaştırmak için, Güney Sınırımızda kontrol ve
güvenlik, bilinçli olarak ya gevşetilmiş, ya da kaldırılmıştır. Bu konuda basında
çok haber çıktı, örnekler verildi
Yaratılan bu gibi fiili durumlar
karşısında, Suriye Hükümeti nin
Slahlı Kuvvetleri, Türkiye sınırından
geriye çekilmek zorunda kalmış, ya
toparlanmak, ya da Türkiye ye misilleme olarak, siyasi hesaplarla, bu
topraklardan çekilmiş, haliyle muhalifler ve
PKK nın Suriye kolu olan PYD li teröristler, bu topraklara yerleşmiştir.
Böylece Türkiye nin Güney Sınırında da bir güvenlik sorunu, ya da güvenlik
zafiyeti ortaya çıkmıştır. Vurgulamaya çalıştığım üzere bunun yegane sorumlusu
iktidardaki AKP Hükümetidir. Bu gibi hususları da daha önceleri yazmıştım. Ama
hiçbir konuda işler iyi gitmediği gibi, terör eylemleri de bir türlü azalmıyor,
artarak devam ediyor, herkes görevini yaptığını söylüyor ama, Türkiye şu anda
bölkünme tehlikesi ile karşı karşıya. Bende ülkesini seven, yüksek öğrenimli
bir kişi ve bir yazar olarak, olup bitenlerden büyük bir kaygı duyuyorum. Bir
şeyler yapmak adına, sorunların nereden kaynaklandığının ipuçlarını bulmak
için, vatan severlik başlığı altında
tahliller yapmaya çalışıyorum Şimdi vatan severlik konusunu sorguladığımız
için,bazı konuları tekrar hatırlatmak, değinmek durumu hasıl olmuştur.
Suriye krizinin devam etmesi, İran ın ve
Rusya nın Beşşar Esad a destek çıkması,
Suriye ye müdahale durumunda, önce Malatya – Kürecik deki Amerikan radar üssünü
vururuz gibi tehditler, sonrasında Türkiye Büyük Millet Meclisi nin onayı
alınmadan, NATO Kara Kuvvetleri Komutanlığının İzmir e taşınması, Amerikan özel
kuvvetleri Delta Force nin de Türkiye ye
gelip yerleşmesi, İran ve Rusya nın tehditlerine karşı Patriot füzelerinin de,
Türkiye ye getirilmesine karar verilmesi..
Bu gibi konuları da daha önce yazmıştım
Şimdi Türkiye, nasıl sonuçlanacağı belli olmayan belalarla karşı karşıya.Şimdi
şu hususu vurgulamak ve ardından bir soru daha yöneltmek istiyorum:
Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan ın BOP Eş
Başkanı olduğu yönündeki açıklamalarını, beyanlarını, gazetelerden ve
televizyonlardan müteaddit defalar okuduk gördük. BOP, Türkiye yi de bölmeye
çalışan Amerika Birleşik Devletleri nin bir projesidir, ve bu devletin
çıkarları doğrultusunda hazırlanmış bir proedir. Dolayısı ile, sir yandan BOP
Eş Başkanı olduğunu söylemek, diğer taraftan, Türkiye adına hayırlı işler
yaptığını,yapacağını söylemek, iddia etmek, maalesef mümkün değil. Sayı
Başbakan 2 görevden birini tercih etmeli
Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan ın, BOP Eş
Başkanlığı sorgulanmadan, Türkiye adına ne gibi vaadlerde bulunduğu anlaşılmadan,
Türkiye nin sükuna kavuşması, tüm konulardaki sorunların çözülmesi,
çözülebilmesi de, maalesef mümkün değil. Bu hususu bütün vatandaşlarımızın
görüp anlaması lazım
Sorunun çözüm yeri, Türkiye Büyük Millet
Meclisidir. Siyasi görüşü ne olursa olsun, vatan severlik adına, Türkiye nin
birlik ve bütünlüğünün sağlanması konusunda, Türkiye nin çıkarlarının korunması
konularında, tüm Milletvekillerinin, görevlerini yapmak adına, kendilerini
sorumlu hissetmeleri gerekir. Önemli olan da budur.
Saygılarımla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder