DEPREM VE SONRASINDA
YAŞANANLAR..!
Mak. Yük. Müh. Ahmet YALVAÇ
Sevgili
Anayurt Okurları ,bu makaleyi yazmaya başladığımda, VAN depreminin üzerinden 1
hafta geçmişti.Bu felaket, Millet olma bilincimizin ne kadar kuvvetli olduğunu
bir kez daha ortaya koydu. Doğulusu, batılısı, kuzeylisi, güneylisi herkes,
imkanları ölçüsünde, maddi ve manevi olarak deprem zedelere yardım etmeye
çalıştı.
Zor
günlerde birbirimize kenetlenmemiz birilerinin hesabını bozdu, ve bazı
hususların da aydınlanmasına vesile oldu. Hangisi Daha Öncelikli Husus
konusuna bundan sonra devamedeceğim
.Şimdi, VAN depremi ve sonrasında yaşananlar hakkında bir şeyler söylemek
istiyorum.
Ben şahsen, aslında böyle bir felaketle,
Tanrının bizlere ilahi bir mesaj gönderdiğini,ve Türk Milletinin varolmasını
istediğini düşünüyorum.
Bu deprem,
birlik ve beraberliğimizin sağlanmasında katkı yapmış, ayrılıkçı PKK
militanları ve onun sempatizanlarının heveslerini kursaklarında bırakmıştır.
PKK militanları daha önceki zamanlarda esnafa zorla kepenk kapattırıp eylem
yaparken,bu defasında öyle olmamış;Şırnaklı esnaf, sizin derdiniz nedir
diyerek, tekme tokatla güvenlik güçlerinden önce müdahale edip onları
kovalamıştır
Deprem
zedeler,zor şartlar altında hayata
tutunmaya çalışırken, ölen yakınlarının acıları ile kıvranırken,PKK
militanları boş durmamışlar;huzursuzluk çıkarmaya, ve kanlı eylemlerine devam
etmişlerdir. İşte bu husus, Şırnak örneğinde olduğu gibi, bazı
vatandaşlarımızın olup bitenleri daha
iyi anlamalarına, onların uyanmalarına vesile olmuştur. Onun içindir ki, her
şeye rağmen bu hususu bir kazanç olarak telakki ediyorum.
Bu son
depremle de ,gördük ve anladık ki,daha önceleri yaşanmış olan deprem
felaketlerinden yeterli dersler almamışız.Eğer binalar sağlam yapılsa,ya da
yapılmış olanlar için mümkünse tedbir alınsa,bu kadar insan ölmeyecekti.
Japonya bir deprem ülkesi,9 şiddetinde bile çok az insan ölüyor.
Biz deprem sonrasında, enkaz altında
kalanların kurtarılmasında,gelen yardımların zamanında ihtiyaç olan yerlere
ulaştırılmasında da başarılı olduğumuz, organize olduğumuz, olabildiğimiz de
maalesef söylenemez. Bunun örneklerini görsel ve yazılı basında çok gördük.
Depolarda çok miktarda yardım
malzemesi bulunduğu halde, yeterli eleman bulunmadığı için dağıtılamadığını,
kamyon,ya da tırlarla gönderilen yardım malzemelerinin,araçlar daha nihai yere
varmadan,birileri tarafından durdurularak yağmalandığını da, yine yazılı ve
görsel basından öğrendik. Bir kişinin, ya da bir ailenin birden fazla çadır ya
da battaniye.vs aldığını,bu yüzden çoğu depremzedenin mağdur olduğunu da duyduk ve gördük.
Japonya da
eğer bir yetkili, kendisine verilen bir görevi layıkı ile yapamaz sa, o yetkili
utancından hara kiri yapıyor; yani kendini öldürüyor. Görevini tam yapmayan ya da suçlu bir kişi, eğer
harakiri yapmaz sa,Japon halkı bu gibi kişileri her konuda dışlıyor, ve onun
hayatını cehenneme çeviriyor.İşte Japon halkı ile, Türk halkı arasındaki
arasındaki fark burada..! Üstelik, Japonlar Müslüman da değil..!
Başbakan
yardımcısı Sayın Beşir ATALAY, depremzedelere yardım konusunda ne kadar
hazırlıklı olduğumuzu test etmek için,yabancı devletlerin yardım ekiplerini
kabul etmediklerini söylemiş.Bence Türkiye böyle bir yardım teklifini kabul
etmiş olsaydı, muhtemelen ölen kişilerin çoğu bu gün hayatta olacaklardı.
Deprem vesilesi ile, şu kanaatimi burada tekrarlamak istiyorum: Bizleri
yönetenler hep çağ atladığımızı söylüyorlar ya, aslında çağ mağ atlamadık!
Hatta çok konuşan, ve her şeyi çok iyi bildiğini sanan siyasetçiler sayesinde
daha da gerilere gittik.!
Bırakın
depremi, kuvvetli bir yağmurda bile, başta
İstanbul, Ankara olmak üzere çoğu yerleşim yerini sel basıyor.
KUZEY IRAK’A
KARA OPERASYONU YAPILDI MI ?
24
Askerimizin PKK lı teröristlerce katledilmesinden bir süre sonra, başlatılan
hava operasyonlarını müteakiben, çok sayıda askeri birlikle Irak ın kuzeyine de girdiğimizi, görsel ve yazılı
basından öğrenmiştik.Bir kaç gün önce, kuzey Irak özerk Kürt yönetimi başkanı Mesut BARZANİ, hiçbir Türk askerinin
kuzey Irak a girmediğini söyledi. Başka bir haberde ise, Milli Savunma
Bakanımız, kara harekatının sona erdiğini açıklamış. Şimdi soru şu:
Mesut
BARZANİ nin açıklamalarına Hükümetten ve Genel Kurmay Başkanlığından bir
yalanlama gelmediğine göre, acaba biz gerçekten kuzey Irak a girmedik mi ? Milletimize bu konuda
bir açıklana yapmalarını bekliyorum.
Türkiye
AKP İktidarı sayesinde bu günleri de gördü, yazık..!
Saygılarımla, (Anayurt Gazetesi 6 Ekim 2011 Pazar)